6 Mart 2017 Pazartesi

Türkiye'de Beat Kuşağı ve yer altı edebiyatı; Kanat Güner

Yeraltı edebiyatı en yalın tabiriyle toplumun görmek istemediği, konuşmadığı sorunları ele alan yazın türüdür. "En azından ölümümü tercih ettiğimi bilmeliler" diye düşündüm  sözleriyle başlar Türkçe yeraltı edebiyatının güzel, hüzünlü kadınının kitabı. Bahsedilen kişi Eroin Güncesi de kitabıyla hayatını açık yüreklilikle anlatan Kanat Güner. Eroin Güncesi, Güner'in hayatta iken yayımladığı tek kitap.

Güner'in kitapta anlattıkları kişiler ve o dönemki arkadaşları kendilerini herhangi bir siyasi görüşe kaptırmazlar, apolitiktirler, oy kullanmazlar, onlar için takıldıkları tiyatro sahnesi, Aksaray ve Kocamustafapaşa'daki öğrenci evi, Kadıköy'deki çatı arası, Beyoğlu, Gitarcı, yakılana kadar Galata Köprüsü ( kitapta direkt olarak köprüaltı olarak tanımlanır), otostop, esrar, eroin önemlidir. Kredi kartı kullanmadıklarını da söyleyen Kanat Güner bu durumu "Kredi kartı kullanmayız çünkü hiçbir torbacı üzerinde yazar kasa taşımaz" sözleriyle açıklar.

İlk sigara deneyimini, ilk öpüşme, ilk sevişme, ilk eroin kullanımı, ailesiyle yaşadığı sorunlar, sevgilileri, aldatmalarını, yaşadığı hayatın onun üzerinde bıraktığı tüm olumsuzlukları  ve deneyimlerini 144 sayfaya sığdıran Güner'i Türkçe edebiyatta yazın sınıfına yerleştiren en önemli neden Günce'de anlatılanların ve Güner'in kullandığı dilin son derece yalın üslupla yazılıp yaşanılan olayların en doğal haliyle anlatılması olur.

(Kitaptaki tek kurmaca, Ressam Ali Kemal'in altın vuruş ile intihar ettiği bölümdür. Kitapta bu bölüm gerçek gibi yazılsa da kitabın sonraki baskılarında Ali Kemal hadisesinin gerçek olmadığı belirtilmiştir. Ancak Ali Kemal gerçekte kimdir ve şu an ne yapıyordur henüz bilinmiyor)

İrfan Polat (1*), Güner'in üslubunu Bukowski-vâri yaklaşım olarak yorumlasa da  Eroin Güncesi anlaması basit, teşbihlerin zorlama olmadığı, olay öyküsünün  tarih tarih kronolojik olarak anlatıldığı günlük gibidir. Bukowski'yi okumaka daha zor ve yorucudur. Uzun cümleler, cümleler arasında ağdalı deyişler Bukowski'yi okumayı zorlaştırabilir. Ancak Güner'in kitabını okumaya başladığınız anda gerçekten elinizden düşüremezsiniz. Olaylar sizi içine çeker ve Kanat Güner'in o evrenine gidersiniz. Sokaktaki kavgasına siz de müdahil olursunuz, çektiği sıkıntılar sizin de içinize darlar. Bu şekilde kitabı bir en fazla iki gün içinde tüketirsiniz.
Kanat Güner / Eroin Günce

Yazmak veya yazma kültürüyle ilgili hiçbir ders almamasına, çok fazla kitap okumamasına rağmen Kanat Güner, Eroin Güncesi'yle Türkçe edebiyatta alt kültür yazınlarının en önemli ve ana akım temsilcisi olur. Güner, kendisinden sonra gelen Hakan Günday, Emrah Serbes gibi yazarlardan daha sert ve anlattıkları bakımından daha cesurdur.

Kanat Güner, Eroin Güncesi  kitabını Beyoğlu'nda elden satmaya çalışırken zabıtalarca kovalanmasını kendisine gurur sayar. Hemen akabinde Show Tv'ye Reha Muhtar'a çıkar. Artık o Türkiye'de yazar olarak değil de eroinman olarak tanınır. Ancak Güner toplumun ona dayattığı hiçbir unsuru kabul etmez. Güner, dürüsttür, birçok yazardan hatta bizim hayatımızı bir şekilde paylaştığımız iş, okul, sosyal çevredeki bireylerden daha dürüsttür.

Bir arkadaşının ona söylediği "Tanrılar senin kadar dürüst olsaydı peygamberlere gerek kalmazdı" sözü, Güner'in tüm şeffaflığıyla hayatını kitabında anlattığını bize net şekilde açıklar.

Kanat Güner'le ilgili yazmaya devam edeceğiz lakin okuyucu boğmamak ve sıkmamak adına şimdilik burada nokta koyalım.

Yararlanılan Kaynaklar:

(1*) Uluslararası Sosyal Araştımalar Dergisi Cilt 7 Sayı 34 / İrfan Polat - Post Pratik Yaşamların Ötesinde: Sarah Kane ve Kanat Güner

* Kanat Güner / Eroin Güncesi Era Yayınları / 3. Baskı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder