20 Nisan 2019 Cumartesi

Kimi sevsem çıkmazı değil, Jon Bon Jovi

19. Yüzyıl'da yaşasaydı Montesquieu'nun övgüsüne mazhar olacak, Büyük Konstantin'in İstanbul'unda Doğu Roma ordularının başkomutanlığını ifa edecek, sigarayı Clint Eastwood karizmasında içecek, Bolşevik Devrimi'nin yuttuğu Troçki'nin faziletli danışmanlığı yürütecek, Mareşal Atatürk'ün masasında Çalın Davunlları diyecek, Atatürk'ü Selanik Türküsü ile hüzünlendirecek, Atilla'yı ziyafet sofrasında suikasta uğramasını engelleyecek, Churchill'in kimseyle paylaşmadığı büyük purolarına ortak çıkacak, Adolf Hitler'i vegan masasından kaldırıp mangala davet edecek bir bünye görüyorum onda.

Jon Bon Jovi, hâlâ çok karizmatik, hâlâ birçok kadın için tutulamayacak çekicilikte... Ömrün uzun olsun.

Ingeborg Bachmann

- Her erkek ve kadın aşık olabilir mi?

Frankfurt Ekolü'nün temsilcilerinden Ingeborg Bachmann, soruya çok net şekilde "Hayır" yanıtını verdi. Çünkü Bachmann aşk mefhumunu sanat yapıtı olarak görüyordu.

13 Nisan 2019 Cumartesi

Paris, Texas

İçimde büyük bir çöl var. Hayatım demiryolları kadar sıradan. Yıllardır aradığım tek bir kadın var, nerede bulacağımı bilmediğim. Güldüğü zaman saçları ağzına giren, saçlarını kulağının arkasında toplamayı seven. Havalar soğuk, beni etkilemiyor. Yürümeye devam ediyorum. 

12 Nisan 2019 Cuma

Home From The Hill

ABD tür sinemasının aşırı cinsel stereotiplerini içeren, kadın seksüelliğinin yarattığı gizem üzerinden dişilik kodlarını anlatan Home From The Hill,  eleştirmenlerce testosteron deposu olmakla anılmaktadır. 

Tür filmlerinin timsali aşırılık, (Pier Paolo Pasolini'nin 1975 yılındaki Salo Ya Da Sodom'un 120 Günü sonraki neslin iyi bir örneğidir) filmde, Teksas'ın olabildiğince eril bireylerini aile mefhumunu merkeze alarak anlatılıyor.  Bu yüzden ağır temposu, uzun diyaloglarıyla zlemesi oldukça zor bir yapım.

Erkeklerin ağızından eksik olmayan sigara, avcı toplum, (rahatsız edici av görüntüleri), hiç bitmeten sarhoşluk halleri, alabildiğince eril bir anlatım. Erkekler ne kadar iyi avcıysa toplumda statüsel olarak o kadar yüksekler. Argo konuşmak, kahveyi şapurdatarak içmek bu bölgenin yazılı olmayan toplumsal kuralı adeta.

Filmin yönetmeni Vincente Minnell, ABD'nin en üretken isimlerinden biri. Sadece 1945 ile 1960 arası 20'ye yakın film çekiyor. Gigi filmi ile de Akademi Ödülü'ne layık görülüyor. Yeniliğe açık, cesur bir yönetmen.

Home From The Hill, yönetmenin melodram olarak çektiği türden. Melodram 60'lı yıllarda ABD sinemasının önemli bir muhteva teşkil ediyordu. (Melodram ABD'den örnekle 1960'ların sonunda Yeşilçam'a da sıçradı)

2 saat 30 dakikalık filmin ağır temposunun yanında birkaç sekanstaki erkek şiddeti karşısında seyirci olarak çarpılıyorsunuz. Filmi akademik makalelere konu eden yönü de bu.