27 Ağustos 2020 Perşembe

Duvar graffitisinden sinemaya; Hayat Seks Yoluyla Bulaşan Ölümcül Bir Hastalıktır

Polonya Sineması dendildiğinde Andrzej Wajda, Krzysztof Kieślowski akla gelen isimlerin başında gelir. Krzysztof Zanussi ise, modern sinemaseverlerden daha çok sinema öğrencilerinin tanıdığı bir isimdir Polonya sineması için.

Zanussi'nin yönetmenliğindeki filmler çağdaşlarından biraz farklı olarak anlatımı zorlayacı dramalara, entelektüel ve varoluşsal söylemlerle bağlantılıdır. Oldukça üretken bir yönetmen olan Zanussi, 1980'de Cannes'da Jüri Ödülü, 1984'te Venedik'te Altın Aslan'ı kazandığında 11 yıla 20 dramatik fim sığdırmıştı. 

Son filmini 2018 yılında çeken Polonyalı usta, 81 yaşında olmasına rağmen hâlâ kendisini film çekecek kadar zinde hissettiğini de söylüyor.

Bu yazının da konusu olan, Polonya'nın Sovyetlerden sonra -Post-Komünist devir- olarak adlandırdığı döneme ışık tutan, "Hayat Seks Yoluyla Bulaşan Ciddi Bir Hastalıktır", ölümle yüzleşirken manevi olarak sarsıntısını korumaya çalışan bir doktorun dramına odaklanıyor.

Filmin adının nereden geldiğine yönelik Zanussi, Varşova'da yürürken, sokakta bir duvara graffiti olarak bu sözün yazıldığını gördüğünü ve çok hoşuna giderek filminde bu cümleyi hiç kesmeden, kısaltmadan kullanmaya karar verdiğini belirtmiştir.

Filmde çağdaşlarının aksine kaotik anlatımdan kaçınan Zanussi, aşırı ve istismara açık dramdan da uzak durmuştur. Ancak zeki bir hikâye anlatıcısı olan Zanussi, zamansız gelen ölüm duygusunun karşısındaki endişeyi, masmavi gökyüzünün bir anda kapanması sonucu bünyede oluşan ruhsal tedirginlik ölçüsünde o kadar naif işlemişki, ölüm karşısında hayatın ne kadar anlamlı olduğunu da sorgulatabiliyor. 

Filmde yakalandığı ölümcül hastalıktan (konuşması son derece zor bir konu olan kanser hastalığı) daha zor olan, hayatın son günlerinden bahsetmektir. Asıl zor olan bu değil midir? Karakterin her geçen dakika ölüme yaklaştığını bildiği o anları bilmek, yaşamak o kadar zor ki!

Polonya Sineması'nın jönlerinden Zbigniew Zapasiewicz'in olağanüstü performansı ile seyirci olarak bizim de kendimizi sorgulamamızı bekliyor Zanussi. Filmin anlatımına paralel olarak, sağlık o kadar kıymetli bir hazineki, filmin tüm dakikaları, her günümüzü her dakikamızı dolu dolu geçirmemiz gerektiğine bizi zorluyor. 

Hülasa, ölümün merhametsiz kaçınılmazlığını hatırlatan, gerçek bir sinema filmi...