25 Ekim 2017 Çarşamba

'Drive' külliyatından postmodern bir örnek; Baby Driver

Küçüklüğünde bir kazadan dolayı travmatik bir çocukluk geçiren ve müziği hayatının merkezi olarak seçen 'baby' lakaplı 23 yaşındaki sürücünün Atlanta'da geçen günlerini konu alan Baby Driver, başlangıç sekansında pozitif hisler uyandırsa da filmin ilerleyen süreçlerinde bu olumlu referansını ne yazık ki kaybediyor.

Türkiye'de özellikle de İstanbul E-5'te 'makas atma' şeklinde gördüğümüz sürücülerden 'Baby'nin farkı, konuşmayı sevmeyip, keskin bir zekâya sahip olması. Bizimkiler genellikle 'arabesk' açıp 'yanlama' yaparken, 'Baby' oldschool müzikler dinlemeyi seviyor.

Filmin yönetimi de senaryosu da Edgar Wright'a ait. Wright, 2004'teki Shaun of the Dead filmiyle iyi referans olacak bir yönetmen. Kendine has bir mizahı var. Baby Driver'da da bunu Jamie Foxx'ın canlandırdığı Bats karakterinde gördük.
Nicolas Winding Refn'in, Drive'nı ancak emniyet şeridinden takip edebilecek bir yapıda olsa da 'Baby Driver'ın oyuncu kadrosu da şaşırtıcı derecede iyi. Suç altyapılı filmde mafya babası Doc karakterinde Kevin Spacey'i görüyoruz. Hayli kilo almış, tontoş bir adam görünümüne bürünen Spacey'in performansı, filmi izlemek için bir sebep. Bir diğer iyi oyunculuk övgüsü de Jamie Foxx'a.
Bonnie ve Clyde esintili Buddy ve Darling ikilisi, gerçekçi araba takip sekansları, ilginç soundtrackleriyle ortalama bir izlence vaat eden Baby Driver,  sinemadaki 'cool driver' külliyatında her zaman hatırlanacak bir yapım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder