21 Ağustos 2017 Pazartesi

Sand Castle / Kumdan Kaleler

Sand Castle, Mart 2013'te bir grup Amerikan askerinin Kuveyt'ten Bağdat'a gönderilerek bir su kanalının tamiratı görevini odağına alıyor. 5 kişilik timin amacı, bozulan su borularının tamiratını sağlamak ve dünya medyasına iyi görünmek amacıyla yerel halka su dağıtmak.

Yapım orta siklet tipik bir Amerikan filmi. Clint Eastwood'un American Sniper'ı kadar propagandist değil ancak filmin yine yıkamadığı tabuları var.

Filmin izlenebilir özelliklerinden biri oyuncu kadrosu. Brezilyalı yönetmen Fernando Coimbra iyi bir oyuncu kadrosu kurmuş.

Mad Max Furry Road'ın Çılgın Nux'ı, Nicholas Hoult başrolde.

Superman filmleriyle adını duyursa da asıl yükselişini Guy Ritchie'nin The Man From U.N.C.L.E'ı ile gerçekleştiren Henry Cavill'ı da Özel Kuvvetler'den bir yüzbaşıya rol vermiş olarak izliyoruz.
Henry Cavill ABD Özel Kuvvetler'inde Yüzbaşı Syverson rolünde
Gladyatör filminin pes etmeyen komutanı Tommy Flanagan'ı da bu kez modern dünyada ABD'li çavuş olarak görüyoruz. Kamera karşısında olmak Flanagan'a o kadar çok yakışıyor ki filmde sadece 2 sekansta görülmesine rağmen 4.5 dakikada harikulade bir oyunculuk performansı çıkarıyor.

Coimbra'nın bir başka sürprizi Quarry'deki performansıyla ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu kanıtlayan Logan Marshall-Green'e asker üniformasını giydirmek oluyor.

Kamuflaj ona o kadar yakışıyor ki militarist içeriklerin olduğu filmde kendisi 1938 bombardımanı sonrası Picasso'nun Guernica tablosunda beton yığınları arasından çıkan kırmızı gül kadar güzel gözüküyor.

Sand Castle'da savaş üzerinden verilmek istenen mesajlar küçük yaramaz bir çocuğun sırıtarak tarih anlatıcılığı yapmasından öte geçemiyor. Filmdeki bazı sekanlarda, ABD'li asker ile Irak'tan yerel halk arasındaki konuşmalar 'zoraki bir eleştiri' olmaktan başka bir şey ifade etmiyor.
Örneğin filme göre ABD'de eğitim pahalıdır. Üniversite okuyabilmek için paranız olmalıdır. Başkarakterimiz Ocre de orduya üniversiteye gidebilmek için para toplamak amacıyla katılmıştır. Yönetmen Coimbra, ABD'nin 'rüyalar ülkesi' olmadığını ve Amerika'da hayatta kalmanın zor olduğunu izleyeciye hissettirmek istiyor. Cem Yılmaz'ın Yahşi Batısı'ndaki "Sen de bir rüyadan ibaretmişsin Amerika" sekansı bile daha inandırıcı.

Coimbra aynı zamanda Irak'a daha doğrusu Ortadoğu'ya güzelleme yaparak filme zoraki bir iyimserlik serpiştiriyor.

Barajın su borularını tamir etmek için gelen yetenekli mühendise baş karakterimiz Ocre, "Bunu yapmayo nereden öğrendin?" diye soruyor. Mühendisimiz de "Musul Üniversitesi'nde" yanıtını veriyor.  Ocre, "Sizde üniversite okumak ücretsiz mi?" diye ekliyor. Iraklı mühendis, "Evet, buralarda üniversite okumak için para vermeyiz" yanıtını vererek, 35 saniyelik tek plan çekiminde yönetmenin Ortadoğu güzellemesinin borazanlığını yapıyor. Ancak bu güzelleme ne yazık ki zorlamadan öte geçemiyor.

Sand Castle ile ilgili son kelâmı ederken, film orta düzeyde 2'nci sınıf bir savaş filmi. Salt aksiyon arıyorsanız, bol aksiyon yok. Savaş sahneleri gerçekçi ve kaliteli değil.

Filmle ilgili söylenebilecek olumlu eleştiriler ise, ABD ordusundaki Özel Kuvvetler ile Airbone ( Hava indirme tugayları, piyade ve zırhlı birliklerden meydana gelen paralı askerler ) arasındaki ilişkiyi çok iyi irdelemesi.

Mesleği salt askerlik olan bir kişi ile Irak'a para kazanmak amacıyla gelmiş askerlerin farkını, birbirlerine davranışlarını bu kadar açık anlatan bir yapım daha önce olmadı. Özel Kuvvetler'e mensup askerlerin kendine olan güvenleri, tarzları, karargâhlarındaki duvar yazılamaları, giyimleri, dinledikleri müziğe kadar yaptıkları her aktivite farklı ve ilgi çekici. Ayrıca paralı askerlerin, Özel Kuvvetler'e ait üsse geldiklerine "Burada sizi kimse istemiyor" repliği filmin en güzel detaylarından. Yönetmen Coimbra film için ABD ordusunu mühimmat ve diğer unsuları üzerinde yetkin ve nitelikli bir çalışma gerçekleştirmiş.

Büyük emekler sarf edilerek ne yazık ki orta siklet bir işin çıktığı film olmuş Sand Castle. Yine de harp tarihçilerinin modern savaş teorilerini bir kez daha zihinlerinde tekrar etmek adına izlemesi gereken bir film.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder