25 Ağustos 2017 Cuma

Flaneur #1

* Merhaba

*Dolmuş şoförüne "Klimayı biraz açar mısınız?" dediğinizdeki o his. Kimse de tık yok, tek sizin sesiniz yankılandı.

* İstanbul değişiyor. Eskiden bir Beyoğlu vardı mesela, artık yok.

* Beyoğlu'na alternatif olarak da sokağı seven kesimler Bomontiada'ya, Karaköy'e kaçıyor. Kadıköylüler ise hâlen karşının insanına muhafazakâr bakıyor.

* Mete Avunduk ve Kaan Çaydamlı. Sahte kaybedenler. Asıl kaybedenler asgari ücrete çalıştığı işe her gün dolmuşla gitmeye çalışanlar, sevdiği kadınla sırf düzgün bir işi yok diye evlenemeyenler, rakıyı sadece bayramdan bayrama görenler, 10 saat 11 saat çalışmaktan bırak güzel müzik dinlemeyi evde yorgunluktan uyuyamayacak duruma gelenler. İşte bunlar asıl kaybedenler...

* Ancak yine de Sezar'ın hakkı Sezar'a. Adamlar o güne kadar sadece masada konuşulan ve Türkiye'de tabu olan seks konusunu radyo programında canlı olarak konuştular. Bununla da yetinmediler, "Daha önce sizinle yattık mı sayın dinleyen" diyerek sokakta bir kadına söylediğinizde sizi yerin dibine geçirecek sözü neredeyse telefonun arkasındaki her sese söylediler. Bu o döneme kadar yapılan hiç yapılmamış bir radyo yayıncılığıydı. Adamları etik düşünce veya ahlaksal olarak tartışırız o ayrı.  Zira kendileri yayıncılık yaptıkları dönem zaman zaman ölüm tehditleri de almışlardır.

* Hazır konu devam ediyorken Kaybedenler Kulübü'nü iki döneme ayırmak gerekiyor. Birinci dönem gerçek dinleyicilerin olduğu 90'lar ve 2000'lerin başındaki dönem. Ondan sonra Tolga Örnek 2011'de ikilimizin hayatını filme çekti. Avunduk ve Çaydamlı oldular bir anda Nejat İşler ve Yiğit Özşener. Filmin ekmeğine yağ sürüp üzerine köy poyu atan ikilimiz de 2013'te yeniden Standart FM'de yayın yapmaya başladılar, ancak o eski tadı bir türlü veremediler.

* Bir de filmden sonra dönemin liselileri, "Abi çok yalnızım yeaa" diye Kadıköy sokaklarında babasının verdiği günlük parayı birayla ezerek geçirmişti. ( 2011 ile 2013 dönemi. Sonra azalarak bittiler.)

* Ortamlarda sırf entelektüel derinlik yaratabilme amacıyla Yeni Dalga izleyen sinemacılarımız var.

*  Sağ, sol, kıyı, köşe, orta
    Geliyorlar dalga dalga
    Sarı kırmızı renklerle
    Şampiyonlar Mayıs'ta

* Ne zaman ki araç sürücüleri, yaya geçitlerinde yayalara yol verecek o zaman Türkiye'nin yaşanılabilir bir şehir olduğunu anlayacağız.

* İstanbul'un da yaşanılabilir bir şehir olduğunu artan bisiklet hırsızlarından anlayacağız. (Bu da Gündüz Vassaf'ın Cennetin Dibi kitabından)

* Blogg'a her ne kadar sinema, Harp Tarihi ve popüler kültürden konular yazacağımı belirtsem de arada böyle kaçamaklar olacak. Flaneur, aylak gezen adam anlamına geliyor. Deyimi ilk kullanan kişilerden biri Walter Benjamin. Akademik dilde anlamı çok geniş ancak ben en sade şekilde, boş gezerek, gördükleri üzerinden çıkarımlarda bulunan entelektüel anlamında kullanılmasını tercih ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder