28 Eylül 2017 Perşembe

Emrah Serbes'in 'itiraf'ı üzerine

Emrah Serbes, 22 Eylül 2017 tarihinde sabah saat 04:30'da Aydın-İzmir otobanında bir kazaya karıştığını bugün Twitter hesabından yaptığı paylaşım ile 'itiraf' etti. Serbes, 6 gün sonra gelen itirafın nedenini 'vicdanına' bağlıyor.

Peki bu 6 günlük süreçte neler oldu.

Sırayla bakalım.

Kaza anından sonra olay yerine gelen jandarmalara kazayı yapanın Kenan Doğru olduğu söylendi. Bu kapamda Serbes'in Beşiktaş tribününden tanıdığını söylediği arkadaşı cezaevine girdi. Ancak bugün gelen 'itiraf'tan sonra tüm bunların 'yalan' olduğunu öğrendik. Kamuoyunun kızgınlığı da belki buna.

Kazada 59 yaşındaki sürücü Ayhan Özçelik ile 16 yaşındaki kızı Zeynep Özçelik olay yerinde hayatını kaybetti. Annenin de halen yoğun bakımda olduğu söyleniyor. Akıbeti umarım düzelmiştir.

Ailenin avukatları araçta bulunan Emrah Serbes'e de uyuşturucu testi yapılmasını talep etti. Aynı zamanda İzmir Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığı da kazanın 'şüpheli' olduğu gerekçesiyle soruşturma başlattığını duyurdu. ( 26 Eylül) Soruşturmaya göre, hava yastıklarındaki kan örnekleri alınacaktı. Böylece sürücünün kim olduğu konusunda bir mahkeme kararı ortada olacaktı.

Serbes de bugün, tüm bu olayların üzerine (bu olayların basına günler sonra yansımış olmasına da dikkat ederek) ( 28 Eylül) 'itiraf'ını mektupla yazarak savcılığa teslim olacağını açıkladı.

Serbes'e yönelik yapılan linç politikasını doğru bulmuyorum. Zira ortada henüz bir mahkeme kararı yok. Ayrıca Emrah Serbes'in 'alkollü' olduğu sadece bir iddia. Ancak gerçekten alkollü de olabilir. Kaldı ki tüm bu şüpheler, Serbes'in aracı alkollü kullandığına işaret ediyor.

Kamuoyunun merak ettiği "Neden 6 gün bekledi" sorusuna Serbes yine mektubunda "Şoka girdim" olarak açıklıyor. Dün polise verdiği ifadeye göre de kazadan sonra psikiyatri kliniğine yatarak kendisini hapishane koşullarına hazırlamış.

Şov yaptığını da söyleyen bir kesim var.  Bir nebze de haklılar. Ortada sorgulayacakları çok fazla 'sorun' var.

Şimdilik açıklanması gereken tek bir nokta var. Kazaya sebep olduğunu itiraf eden Serbes, kaza anında alkollü müydü yoksa gerçekten de mektubunda söylediği gibi her şey bir çukura girmesiyle meydana gelen kaza mıydı? Eğer ikinci ihtimal ise bu konuda ölen baba ve kızına üzülmek dışında yapabileceği bir şey yok. Vicdani sorumluluğu çok ağır. Ancak birinci ihtimal doğruysa ağır bir vicdan sorumluluğunun yanında, bilerek (hukuk dilinde taksirler, bilerek, kasten, kusurda bulunma) iki insanın canına kıymış olmanın bilinci. Bu iki durum Serbes'i ömür boyu bırakmayacak.

Kimsenin bir insanı bilerek öldürmek isteyeceğine inanmıyorum, en azından inanmak istemiyorum.

Serbes'in cezaevine götürülürken söyledikleri bile tepki çekti. Neden? Çünkü kamuoyu bu laflara tok. Eğer ki sadece "Pişmanım" deseydi daha makbule geçecekti.

Ne dedi o;

"Hiçbir şey bir genç kızın hayatı etmez. Yere batsın Emrah Serbes... Benim Adım Emrah Serbes, sonunda t yok. Bundan sonra benim sonumda hiçbir şey yok. Ömür boyu bu vicdan azabıyla yaşayacağım. Keşke ben ölseydim o kazada. Çok özür dilerim herkesten."

Neresinden bakılırsa çok acı bir olay...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder