8 Kasım 2020 Pazar

Korku

Yarı çocuk kalbimde korku, kapıya yaklaştıkça büyüyor. (Yusuf Ziya Ortaçgil)

Kişinin ruhu bile duymadan, içten içe gelen bir histir korku. Ekseriyetle insan bünyesinde kendini alttan gelen ılık bir sıvıyla belli eder. Benzer durum hayvan dostlarımız için de geçerlidir.

Korkunun beslendiği şey, umutsuzluktur. İnsan aklını esir alır, kalbini karartır, damarlarını tıkar, köreltir. Böylece korku girdabına girer insan, çaresizce huzursuzluğu kabullenir. Korku içten içe büyür, sabahın huzur verici ilk ışıklarının yansıması bile korkan bünye için, bezgin bir güneşten ibarettir.

Sosyal Darwincilere göre korku en ilkel dürtümüzdür. Belki de insan farkında olmadan hayatta yaptığı ya da yapacağı tüm eylemler bu duygu -sayesinde-yüzünden yapıyor. 

Üvey kardeşi de vardır korkunun, endişe. Hemen ardından gelir. Sizin yakanızı bırakmaz, kene gibi yapışır. Peşinden uzaklaşmasını istedikçe size saldırmaya devam eder.  Kimi aşkta bulur korkuyu kimi sevgide kimi sokakta kimi denizde kimi de evinde...

Orhan Asena'nın mesela, müthiş bir tiyatro kitabı vardır "korku"yu anlattığı, artık sadece sahaflarda bulunabilen... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder