20 Ocak 2018 Cumartesi

Afrin operasyonu (Zeytin Dalı Harekâtı)

Türk Silahlı Kuvvetleri'nce 8 Ekim 2017 tarihinde İdlib operasyonunu başlatılmış ve biz de İdlib'in Türkiye için neden önemli olduğundan bahsederek, sonraki hedefin de Afrin olacağını söylemiştik.

Türkiye'nin 24 Ağustos 2016'da başlattığı Fırat Kalkanı Harekâtı ile sınırın Suriye tarafındaki 2 bin kilometrekarelik bölge IŞİD'den temizlenerek, yine Türkiye'nin kontrolünde ve denetiminde bölgeye Özgür Suriye Ordusu unsurları yerleştirilerek bir 'denetim hattı' kurulmuştu. Ayrıca başarılı olan harekât sonucunda Afrin ve Kobani arasındaki bağlantı kesilerek bir 'tampon' bölge de oluşturulmuştu.

Afrin sürecine nasıl gelindi?

Mart 2017'de sonlandırılan harekâttan sonra da Türkiye, İran ve Rusya arasında 3-4 Mayıs 2017'deki Astana görüşmelerinde 'çatışmasızlık bölgeleri' kurulması için ilk protokol imzalandı. Ağustos ve Eylül ayındaki görüşmeler de çatışmasızlık bölgelerindeki askeri unsurların nasıl ve nerede yer alacağına ilişkin görüşmeler sonucunda Ekim 2017'de Türkiye için Fırat Kalkanı Harekâtı'nın ikinci aşaması olan 'İdlib İntikali'ne geçildi.
İdlib'deki gözlem noktalarına ilişkin ilk görüntü Genelkurmay Başkanlığı'nın 31 Aralık 2017 yılında yayınladığı 'Yeni Yıl' videosunda ortaya çıkmıştı
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı unsurlar belirlenen noktalardaki gözlem yerleri için İdlib ve bölgesine zırhlı birliklerini gönderdi. TSK, ayrıca Haziran 2017'den bu yana YPG'nin Afrin'deki tüm hareketlerini izliyordu. İdlib intikalinden sonra ise bu istihbari keşifler daha da yoğunlaştı ve bölge 24 saat İHA'lar ile sürekli olarak tarandı. Yani aslında bugünlerde başlaması planlanan harekâtın zemini aylardır hazırlanıyordu. Şöyle ki, Nisan 2017'de ( özellikle de 24-26 Nisan tarihleri arasında) Fırat Kalkanı birlikleri (ÖSO ve diğer muhalif unsurlardan bir araya gelen grup) ile PKK arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Türk Silahlı Kuvverleri de PKK ile çatışan muhalif gruplara topçu desteğinde bulundu. 27 Nisan 2017'de de Afrin'in batısındaki PKK hedefleri vuruldu.

Yine TSK tarafından 1 Mayıs'ta, 12 şubat 2016'da PKK'nın YPG'ye bıraktığı askeri hava üssü olan Minag Askeri Havalimanı ve Maranaz etrafındaki hedefler vuruldu. Yine Mayıs ayındaki ÖSO operasyonlarında Azez'in kuzeyindeki Birşaya dağlarında PKK kamplarının ele geçirildiği bilgisi verildi. Yazıyı çok uzatmamak adına o dönemde yapılan operasyonları tek tek yazmayacağım. Merak edenler ve o tarihlerdeki çatışmaları okumak isteyenler şu linke bakabilirler.  Velhasıl muhalif unsuların TSK'nın topçu desteğiyle yaptığı bölgesel operasyonlar geldiğimiz bu tarihe kadar sürdü.

Afrin neden önemli?

İlk olarak Afrin, Türkiye açısından stratejik konumu açısından çok önemli. Zira Afrin, PKK'nın Suriye kolu YPG'nin önemli üs noktalarından biri ve Gaziantep kent merkezine uzaklığı kuş uçumu mesafe sadece 72 kilometre. Bu yakınlıktan dolayı da buradaki terör unsuları Mersin, Hatay  ve Gaziantep sınır bölgeleri üzerinden rahatlıkla Türkiye'ye girebiliyor.

Burada, "Türkiye sınır güvenliğini almak ile sorumludur, ne işimiz var Afrin'de?" diyeniniz olabilir. Türkiye'nin 911 kilometre ile en uzun kara sınırı olan Suriye sınırının güvenliğini tam olarak sağlaması yüzde yüz olarak mümkün değil.  Sadece 2017 yılında sınırdan kaçak yollar ile geçmeye çalışan 439 bin 195 kişi yakalandı. Üstelik bu rakamlar yalnızca kayıt altına alınmış olanlar. Genelkurmay Başkanlığı'nın da konuya ilişkin açıklaması şöyle: "PKK/KCK Terör Örgütü ile mücadele: Hudut güvenliğini sağlamak için icra edilen denetim ve kontrollerde sınırlardan yasa dışı geçiş yapmaya çalışan 439.195 kişi yakalanmıştır"
Ayrıca Türkiye, sınırına yakın güçlü bir Kürt varlığı istemiyor. Türkiye, Suriye'deki iç savaştan faydalanarak 2012'de Afrin'de denetim sağladığını ve kendi kantonu haline getirdiğini duyuran YPG'yi PKK'nın uzantısı terörist grup olarak kabul ediyor ve kendi iç güvenliğine tehdit olarak görüyor.

Afrin hem Fırat Kalkanı Harekâtı'ndaki başarının sürdürülebilmesi hem de Türkiye'nin iç güvenliğini tehdit ettiği için stratejik bir öneme sahip. Bu yüzden de  aylardır alt yapısı hazırlanan harekâtın operasyon ayağının başlamasına kesin gözüyle bakılıyor.

Afrin'deki propagandaya dikkat

Son günlerde özellikle de Kürt medyasına yansıyan haberlerde, Silahlı Kuvvetler'in yapacağı operasyonun engellenmesi amacıyla uluslararası topluma ve bölgesel güçlere (Başta ABD olmak üzere Rusya) çağrıda bulunulan bildiriler yer alıyor. Bunun dışında Afrin'e çok sayıda yer altı tüneli ve EYP tuzakları da yerleştirilmiş durumda. TSK'nın zaten aylardır topladığı istihbarat raporlarına da bu durum yansımış vaziyette. Operasyon tüm bu unsurlar göz önüne alınarak yapılacak. Ancak burada dikkat edilmesi gereken durum, "TSK sivilleri ve güvenli bölgeleri vuruyor" açıklamaları.  Bu tip bir açıklamanın benzeri 2017'deki El Bab operasyonunda IŞİD tarafından "TSK sivilleri vuruyor" şeklinde propagandası yapılmıştı. (Ki geçen seneki operasyonlarda TSK'nın siviller konusunda ne kadar hassasiyet gösterdiği de apaçık ortadaydı).  BBC'nin ANHA'ya referans verdiği haberinde de, YPG'nin "Biz Afrin kantonundakiler, bölgede faal olan tüm bölgesel güçlere, uluslararası kuruluşlara ve insan hakları örgütlerine Türk devletinin siviller ve güvenli bölgeleri hedef almasının önlenmesi için çağrıda bulunuyoruz" açıklamasına yer verilmişti. Bir nevi propaganda, henüz operasyon düğmesine basılmadan yapılmaya başlanmıştı. Genelkurmay'ın operasyon esnasında en çok dikkat etmesi ve önlem alması gereken faaliyetlerin başında bu geliyor.

Afrin ve çevresindeki askeri unsurlar neler?

Afrin ve bölgesi askeri yapı olarak oldukça karışık. Zira bölgenin tek önemli unsuru YPG değil. ABD ve Rusya başta olmak üzere Suriye ordusu ile muhalif gruplar da bölgede varlık gösteriyor. ABD daha çok Suriye Demokratik Güçleri'nin kontrolündeki Deyrezor ile Münbiç hattında yer alıyor. Rusya ise Münbiç'in doğusunda yer alıyor.

Operasyon için Rusya'nın Afrin'deki Suriye hava sahasını uçuşa açması için için uzun süren diplomatik görüşmeler yapılmıştı.  Nihayet 13 Kasım'da da Rusya ile Türkiye arasında anlaşmaya varılmıştı.

Rusya'nın Türkiye'ye 'yol vermesi', ABD'nin de "Afrin müdahale alanımız değil" açıklaması , Nisan 2017'den beri hazırlanan operasyonun zeminini de tamamlamış oldu. İki gün önce de ( 18 Ocak 2017) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ile görüşme gerçekleştirdi.

Sonuç itibariyle Afrin operasyonu bir ayda alınmış bir karar değil. Aksine en ince detaylarınca ve etraflıca düşünülerek hazırlanmış bir harekât.

Kaynaklar:

Sınırdaki kaçak geçişlere ilişkin Genelkurmay verileri

Fırat Kalkanı Harekâtı, İdlib ile Afrin ve Azez'deki çatışmalara yönelik günlük, haftalık ve aylık raporun tutulduğu kaynak

Afrin ve bölgenin detaylı harita ve planları





Telif hak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder