20'li yaşlarımızın başında başlayan tanışıklığımızın 8 yıldan fazlası hayatımın en mutlu zamanları oldu. Artık yollarımızı çoktan ayırmış olsak da yine de onu özlemediğim anlamına gelmez bu. Tatsız bir durum tabi, insanın sevdiği kişiyi görmemesi gerekliliği.
Her köşe başında moloz yığınları, sökülen ağaçların yerine yapılan inşaatlar, kırılan kaya parçaları sözde 'yeni yaşam alanları'. Bu da insanın içini sıkıyor.
Bir hatırlatma yapmak istiyorum, dışarı çıkarken sıkı giyin. Fena bir grip salgını var. Hasta olmamakla övünen beni bile vurdu bu nereden geldiğini bilmediğim virüsler. Bu da yaşamın bir parçası tıpkı ayrılıklar da olduğu gibi.
Dedem geçtiğimiz gün ağaç dalına çıkıp merdivenden düştü, kaburgalarını kırmış. 74 yaşında ne işin var senin ağaç tepelerinde? Artan sırt ağrılarına karşı ne güzel de her gün düzenli yürüyüşlere başlamıştı.
Gördüğün gibi hayatımda pek de bir değişiklik yok. Dışarıda hafif başlayan bir yağmur, birazdan yürüyüşe çıkacağım, belki ıslanırım da biraz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder