Çıplak duvarlarına güneş vuran kıyı Ege kasabası evleri huzuru altında çimlere uzandım. Kışın hayalet sessizliğinin sona erdiğini, güneşin ısıtan ışıklarından yeni hayatın filizlenen mırıltısını duyduğum bir zaman dilimi içerisindeyim.
Karşı kıyıda iskeleden kalkan bir vapur, ona yetişmeye çalışan küt saçlı genç bir kadın. Ardından bir oğlan. O da yetişme derdinde. Bir ses, Ludovico Einaudi olmalı bu. Elbette ya! Bu duyduğum o, yıllar önce unuttuğum seni hatırlatıyor.
Anlatmak istediğim çok şey var ama hiç gücüm ve isteğim yok. Bir duygunun peşinden sürüklenmeyeli ne uzun zaman oldu. Belki de biraz soluklanmam gerekiyordu, bilmiyorum.
Aldanma sen bana bugün inceliğim üzerinde yine. Aklıma balkonda asılı duran çamaşırlar geldi, hava yağacak, emekli albay gibiyim bu konuda, ıslanmasınlar diye onları toplamaya gidiyorum izninle, huzurlu yerimden kalkıp.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder