Şimdi ne yapıyorum?
Hiçbir şey. Bekliyorum sadece. Geçmesini bekliyorum.
Uyuyamıyorum. En küçük patırtıya uyanıyorum. Çoğunlukla ne yapacağımı nasıl hissedeceğimi de bilmiyorum.
Pencereden dışarı başımı çevirip bazen etrafı izliyorum. Sokaklar nemli ve ıslak, iç karartıcı. Tek güzel şey etraftaki kediler.
Bazen James Joyce okuyorum, sıkıyor ama modern romanın öncüsü olduğu için saygı duyuyorum ona. Okumaya devam ediyorum.
Bazen James Joyce okuyorum, sıkıyor ama modern romanın öncüsü olduğu için saygı duyuyorum ona. Okumaya devam ediyorum.
Sosyal ve boş kalabalıkları sevmiyorum. Nabokov gibi hissediyorum kendimi bugünlerde.
Hayat kendi halime bırakmıyor bir türlü beni. Yaşamın dayattığı zorluklardan kurtulup kendi yalnızlığımda kavrulmak istiyorum sadece. Çoğunlukla boğuşmam için karşıma duvarlar çıkıyor, yıkamadığım duvarların üzerinden atlayıp geçmeyi öğrendim artık.
Yazamadığım daha birçok şey var. Belki bir gün paylaşırım onları da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder