Guy Rithcie
Kendi sahasında top çevirmeyi sevmiyor. Pozitif futboldan yana. Bu yüzden de agresif. Bu agresifliği filmlerindeki karakterlerine de yansıtıyor.
Guy Ritchie'nin elemanları coşkunlar, kavgacılar, olabildiğine sertler. Elemanların dörtlü arkadaşlığını kimse bozamaz. Birbirlerine bağlılar.
Ritchie topu şişirmez. Kolektif futboldan taraftır ki bu yüzden de onun filmlerinde tek bir başrol oyuncu olmaz. Roller eşit ağırlıkta dağılır ve her karakter filmi rahatlıkla götürür.
Ritchie topu taça atmaz,vakit geçirmez. Filmlerinde gereksiz aşk, sevişme sekansları yoktur. İçi boş kahramanlık hikâyelerine özgünmez, karakterler ve konu son derece gerçektir.
Ritchie de arada ofsayta düşer. The Man From U.N.C.L.E'da olduğu gibi Hollywood artık onu 'Kültür ve Eğlence Endüstrisi'ne dahil eder. Ama her ne kadar endüstriyel futbola karşı olsak da bu oyun için sponsor ve para şarttır. Bu yüzden Ritchie'nin Hollywood'a transferi Şampiyonlar Ligi'ne çıkan takımın kadrosuna yıldız oyuncuları katabilmek amacıyla göğsüne aldığı reklamdır. Teşbihte hata olmaz.
Ritchie maçı 90 dakika oynar ve 1-0'lık skora yatmaz. 1-0, 2-0 da olsa ileriye dönük oynamayı sürdürür. Golü de yer. Bazen berabere biter bazen de 2-0'dan maçı 2-3'ye verir. Sharlock Holmes da böyle olmadı mı?
Ve tabii Madonna ile evliliğinde balayı niyetine çektiği o film... Swept Away. Bu filmi Ritchie yakmalı. Film kesinlikle yayılmamalı ve yok edilmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder