Paletlerinin transit yapısı, (demiryolu üzerinden gidebilme özelliği), baş kısmındaki nişancı ve radyo operatörünün kusursuz çalışması, sağa ve sola yüzde 15'lik açıyla dönerek MG-34 ile ateş edebilme özelliği, ( aynı şekilde dikey olarak -10, +20 derecelik ateş edebilme), çok derin çukurlarda rahatlıkla ilerleyebilme,( Özellikle Doğu Cephesi'nde Ruslara karşı) ile Tiger tankları o döneme kadar harp meydanlarının gördüğü en kıymetli tanklardandı.
Amerikan mühendislerinin "Muhteşem" olarak yorumladığı Tiger'lardan pahalı ve uzun sürecek mühendislik becerilerinden dolayı 1942'den 1944'e kadar sadece 1.354 adet üretilebildi. Her ne kadar Rusların T34, Amerikalıların Sherman M4 tanklarının üretiminin yanında 1.354 adetlik üretim çok düşük kalsa da harp alanında Tiger'lar Sherman ile T34'lere karşı nitelik açısından çok daha başarı gösteriyordu.
Tiger'ların genel anlatımı bir başka yazının konusu. Bu yazıda dünyanın çalışabilen tek Tiger tankı olan ve Afrika Cephesi'nde Birleşik Krallık ordularınca ele geçirilen Tiger 131 tankını inceleyeceğiz.
Afrika Cephesi'nden Birleşik Krallık'a
1943 yılı Almanlar açısından Kuzey Afrika'daki cephelerden mağlubiyet ile çekildikleri zamandı. Erwin Rommel komutasındaki zırhlı birlikler Müttefik kuvvetlerince son olarak Tunus'ta kuşatılmıştı. Rommel ve heyetinin Mart 1943'te Tunus'u terk etmesiyle Afrika Kolordusu lağvedilerek cephe kaybedilmişti.
Almanlar silah, cephanenin yanında ağır vasıtalarını da geride bırakmışlardı. Rommel'in çekilen birliklere kat'i surette tek bir emri vardı. Müttefiklere işe yarar hiçbir şey bırakılmayacaktı. Çalışmayan veya çatışmada yara almış tüm tanklar özellikle de Afrika Cephesi'ne 'Gizli Güç' adıyla gönderilmiş olan Tiger'ların imha edilmesi emrediliyordu. Almanlar Tunus ve Libya üzerinden başarılı şekilde çekilmişlerdi ancak 504'üncü Schwere Panzer Müfrezesi'ne bağlı bir Tiger 131 model ağır tank cephe gerisinde bırakılmıştı. Britanyalı Harp tarihçisi Basil Liddell Hart tankı terk etmek zorunda kalan mürettebatın imha için vakit bulamadığını söylüyor.
Birgün sonra çatışma bölgesine gelen 48'inci Kraliyet Tank Alayı'na bağlı birlikler, hafif yaralanmış ve hâlen çalışma ihtimali olan Tiger 131 tankını keşfettiler. İngiliz tankçılar tankı ilk etapta çalıştıramadı. Zira mekanik yapısı oldukça karışıktı. Tiger, kullandıklar Churchill ve Mathilda tanklarından oldukça farklı bir yapıdaydı.
Tiger 131'i keşfeden İngiliz birlikleri / Mart 1943 |
48'inci Tank Alayı'na bağlı birlikler Tiger'ın fotoğraflarını ve videolarını çektiler. Afrika Zaferi'nde orduyu tebrik etmek ve askerlere moral vermek üzere Tunus'a gelen Churchill, Tiger'ı bizzat görmek istedi. Tiger, İngiltere Başbakanı'na gösterilmek ve propagandası yapılmak üzere Tunus'a sevk edildi.
Churchill'in tankın İngiltere'ye gönderilmesini ve burada uzmanlarca tüm teknik alt yapısının incelenmesini istedi. Tank Akdeniz üzerinden riskli bir rotayla Londra'nın güneybatısındaki Chertsey'e sevk edildi.
Chertsey'de tank İngiliz mühendislerce parçalarına ayrıldı. Ayrılan parçalar alanında uzman mühendislerce incelendi. İncelenen parçaların ayrıntıları rapor halinde Britanya Devlet Arşivi'ne not edildi. Tankın mekânizmasını anlayan İngilizler Tiger'ı parçalanmış tüm parçalarını tekrar bir araya getirerek Tiger'ı yeniden çalıştırmayı başardılar.
Tiger 131 savaştan sonra 1951 yılında Bovington'daki İngiltere Tank Müzesi'ne kondu. 1990 yılından beri de Britanya'daki tank festivallerinde çalışır halde sürülerek festivallerin en nadide parçalardan biri oldu.