Halka, Meksikalı, The Lone Langer ve Karayip Korsanları filmiyle tanıdığımız Amerikan sinemasının yaratıcı yönetmenlerinden Gore Vervbinski'nin son filmi A Curw for Welness, İsviçre Alplerinin tepesindeki bir tedavi merkezinde saklı büyük bir sırrı odağına alıyor.
Etkiletici sinematografisiyle Martin Scorsese'nin Shutter Island'ını akla getiren filmde, A Clockwork Orange'ın sinir bozucu "göz" sekansı ile Yunanistan sinemasının son zamanlarda yetiştirdiği en önemli yönetmenlerinden Yorgos Lanthimos'un Dogtooth filmindeki rahatsız edici diş sekansını hatıra getiren "Diş" sahnesine benzer sahnelerin olduğu çekimler de oldukça etkileyici.
Etkiletici sinematografisiyle Martin Scorsese'nin Shutter Island'ını akla getiren filmde, A Clockwork Orange'ın sinir bozucu "göz" sekansı ile Yunanistan sinemasının son zamanlarda yetiştirdiği en önemli yönetmenlerinden Yorgos Lanthimos'un Dogtooth filmindeki rahatsız edici diş sekansını hatıra getiren "Diş" sahnesine benzer sahnelerin olduğu çekimler de oldukça etkileyici.
I. Dünya Savaşı'nda Alman ordusunca hastane olarak kullanılan sanatoryumun etkileyici atmosferi Gore Verbinski'nin özenli görselliğiyle muazzam kareler izlettiriyor bize. Filmin çekildiği mekanlarda Adolf Hitler'in de cephede yaralandıktan sonra burada tedavi gördüğünü de hatırlatalım.
Almanya'nın Stutgart ilçesindeki Hohenzollern Kalesi, çekimler için 9 gün kapatıldı. Verbinski yoğun bir çalışma ile kaledeki tüm çekimleri 9 günde bitirmeyi başardı. Oyuncuların bu kadar hızlı çekim temposunda gösterdiği başarılı performans takdire şayan gerçekten. Hikâye her ne kadar İsviçre'de geçse de filmin tüm sahneleri Almanya'da çekildi.
Almanya'nın desteğinde çekilen filmin müzikleri için başta Hans Zimmer'dan söz alınsa da Christopher Nolan'ın araya girmesi ile ünlü besteci Dunkirk filmine odaklanması gerektiğini söyleyerek filmin müziklerini yapmaktan vazgeçti.
Almanya'nın desteğinde çekilen filmin müzikleri için başta Hans Zimmer'dan söz alınsa da Christopher Nolan'ın araya girmesi ile ünlü besteci Dunkirk filmine odaklanması gerektiğini söyleyerek filmin müziklerini yapmaktan vazgeçti.
Filmin klostrofobik atmosferine uygun müziklerin hepsi Benjamin Wallfisch'ın elinden çıkma.
Filmin afişinde de yer alan ve korku öğesi olarak kullanılan yılan balığı, Avrupa Yılan Balığı'dır ve türünün yok olma tehlikesi nedeniyle koruma altındadır. Sanatoryumda insanların boğazından vücutlarına zerk edilmesinin sebebi de, bu balıkların çok küçük bir ortamda dahi yıllarca yaşayabilme özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Ortaçağ gotik hikâyelerinde bu balıklar için yüzyıllarca ömür biçilmiştir.
Filmin afişinde de yer alan ve korku öğesi olarak kullanılan yılan balığı, Avrupa Yılan Balığı'dır ve türünün yok olma tehlikesi nedeniyle koruma altındadır. Sanatoryumda insanların boğazından vücutlarına zerk edilmesinin sebebi de, bu balıkların çok küçük bir ortamda dahi yıllarca yaşayabilme özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Ortaçağ gotik hikâyelerinde bu balıklar için yüzyıllarca ömür biçilmiştir.
Bu arada küçük bir bilgi daha verelim. Filmin esinlendiği baron hikâyesi 16. ve 17. yüzyılda İsviçre'deki gerçek hikâyelerden yola çıkılarak oluşturuldu.
Hülasa, filmi dikkatli izleyenler için final sekansında büyük bir sürpriz var....
Hülasa, filmi dikkatli izleyenler için final sekansında büyük bir sürpriz var....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder