Nerede tükettin ömrünü? Ne içtin, yedin. Bomboş sokaklarda ellerin ceplerinde gezinden de n'oldu? Akşamüzeri sokak lambalarının loş ışığını sevmez miydin sen de? Rüzgar, yüzüme doğru esen sert poyrazdan nefret ediyorum ben de.
Kökeninde aldatıcı ya da yıkıma mahkum olmayan hiçbir ilişki yoktur, biliyorsun. Son zamanlarda 'yeni' diyebileceğim hiçbir şey görmedim. Cioran'dan emeklice bir hayat yaşıyorum. İz bırakmadan kayıp giden rüyalarımdan uyanınca hiçbir şey hatırlamamak çok kötü.
Hamlet romanları karakterlerinde görülen, ikirciklik ruhsal bunalımdan hallice günlere eşlik eden soğuk havalardan da sıkıldım. Cennetin yeniden yaratılmayacağını biliyorum ama ben her zaman Dante'nin Cehennemi'ni sevdim.
Güzel bir kahve içip gündelik işlerimi yazmaya koyulduğumda yan masadakilerin 'ilkeli despotizmi' savunduklarını işittim. İrkildim. Olgunlaşmamış siyasetçilerin en sevdiği şeydir bu 'totaliterlik', 'despotizm' kavramları. Sanırım kendileri de 'ekmeklerinin peşinde' olan 'çürümüş siyasetçilerden'di.
Neyse konumuz bu değil. Eve doğru yürümeye başladığımda denizden usul usul geçen Atlantik gemisinin nereye gidebileceğini düşündüm. Kendimi içindeki denizciler kadar uzak hissettim bulunduğum yere karşı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder